29 Temmuz 2015 Çarşamba

YALANLAR

Siyasetten (!) daral geldi.Biraz da kadın-erkek ilişkilerine dair zihnimden geçenleri,çelişkilerimi paylaşayım dedim.Klavye benim,sayfa benim...
Öğrendim ki;kadın-erkek ilişkilerinde çoğunluk için geçerli bir formül yokmuş.
Dış görünüşüne bakıp bir kişinin "kadın ya da erkek " olduğuna dair karar vermek kadardır, genel görünen saptamalarımız.Ama içine girince değişebilme ihtimali her zaman vardır.
Öğrendim ki;erkekler güçlü kadınlara hayran.İşi-gücü olan,kendi kiralarını ödeyebilen, tüm masraflarını kendisi karşılayan,tamirat-tadilat-taşınma vs işleri bir başına halledebilen,bir yere gidileceği zaman iki eli kanda olsa 15 dakikada hazırlanabilen,sorun çıkarmayan,şikayet etmeyen,hatta sorunların hertürlüsünü bir başına çözebilen,bir yandan da çocuğunun okulu,kursu,etkinlikleri hepsinde iki dirhem bir çekirdek hazır bulunan kadınlar...Hatta "ya böyle bir hatunum olsun,milyon dolar da borcum olsun " diyene de rastladık.
Öğrendim ki;evet hayranlar ama o kadınlarla ilişki sürdürebilmeyi ya da evli kalmayı beceremiyorlar.
Ne yaman çelişki bu derken ,sis perdesi yavaş yavaş dağılmaya başlıyor.Büyük annelerin "erkeğin 3 kabı varsa birini kıracaksın" lafı çınlıyor kulaklarımda.
Nasıl yani,düşmanımız mı erkek? Yooo değilmiş,sadece zavallının erkek hissetmesi bazı kurallara bağlıymış smile ifade simgesi
Sen öyle tek başına ev taşı,tadilat-tamirat ne varsa hallet,ampul patlasa değiştir, lavabonun gideri tıkandığında sök tamir et tak,çocuğun hertürlü problemini tek başına çöz ve sorunsuz çocuk yetiştir.Eeeee sonra da "kıymetim bilinmiyor,daha ne yapayım " de.
***Gördüm ki;gerçekte becerikli olsa da "beceriksiz-mazlum-zavallı-faturayı nereye yatıracağım,daha kuaföre gideceğim,manikür bile yaptıramadım bu ay ya da bugün Ayşelere gideceğiz-yeni ev almışlar ne alsam ev hediyesi diyen,ya da annemler geliyor bu akşam yemeğe sen de erken gel, seni ben adam ettim donuna kadar alırım diyen,sabah akşam dırdır eden " kadınlar daha rahat yaşıyor.
Erkekler bu ikinci tip kadını,kadın ne yaparsa yapsın eş olarak seçip evli kalıyor.Zira "ben boşasam ortada kalır,çocuklarıma da bakamaz,birine kapılır harcanır , geçinemez " dedikleri bu kadından ,aslında korkuyorlar.Ya donunu alır da,donsuz bırakırsa smile ifade simgesi hep hayatlarında kalıyor.Kim gidip de don alacak değil mi ya...Ayyy bir de herkese anlatır evliliğimizi ağzı da gevşek,işimi gücümü bozar.Boşanmak için canını verecek,ama yemiyor.Mal gider,o gider,bu gider....
Kendince eksiklik olarak gördüğü,oysa hayatın ve beraberliğin ana unsurları olan duyguları da;başka kadınlarda aramaya ve buldukça yaşamaya başlıyor. Geziyor,dolaşıyor,yeni arkadaşlar ediniyor,mesajlaşıyor,telefonlaşıyor.Bu ikinci kadınlar daha güçlü,becerikli ve daha nitelikli oluyor.Hem nasılsa,adamdan sevilmekten başka birşey de beklemiyorlar.
Adamın savunması belli :
"Eşim çok iyi bir insan,çok iyi bir anne...Ama aşk yok aramızda,çocuklar için devam ediyorum ama asla boşanmam"
***Diğer hayran oldukları kadınla ilişki kursa da,hatta ilerletip evlense de evli kalamıyor. Gerçi boşanmak isteyen de erkek olmuyor o da başka.Neden boşansın ki,hayatında bir erkekten beklenecek herşeyi yapan bir kadın var.Üstelik herkes o kadına hayran,ama kadın onun eşi ne ala.Ama beyefendiler erkek hissedemiyor,zira kendisini yetersiz hissediyor.Kadın zaten yaşamı O olmasa da devam ettirebilecek donanımda."Bana ihtiyacı yok,O halleder nasılsa " diyerek,hooop başlıyor uçmaya. Bir şekilde eşi olan kadından daha az niteliklere sahip ama kendisine ihtiyacı olduğunu hissettiren,hatta zayıflıklarını bile isteye belli eden kadınlarla oluyor.E şimdi o erkek de güçlü.Ama kime göre güçlü? O'na,parasına,mevkisine...vs vs ihtiyacı olan kadına karşı güçlü.
Bu kez savunma farklı oluyor yeni hanımlara:
"Eşim çok iyi bir insan ama aramızda karı-kocalık yok.Boşanmak istiyorum,ama bir şekilde olmuyor,ikna etmeye çalışıyorum."
Ve gün geliyor,güçlü kadın "erkek " olma sıfatını sadece yatakta taşıyabilen bu adamı terk edip boşuyor.
Evet bu durumu psikologlar nasıl açıklar bilemiyorum.Lakin 49 yıllık yaşamımda ve ilaveten meslek gereği gördüklerim duyduklarım ve yaşadıklarımdan çıkardığım sonuç bu...
Neresinden baksan iğrenç,neresinden baksan boktan.Bir tarafta ticarethaneye dönmüş -mış gibi evlilikler,bir tarafta anlamsızca sidik yarıştırmayı seçip de ben de ucundan tutayım da daha keyifli olsun denmediği için biten evlilikler...
Kadın olarak nasıl yapmalı bilemiyorum halen.Salağa yatıp ticari evlilik mi yapmalı, yoksa salaksan benden öte git deyip yalnız yaşamaya devam mı etmeli ?Nasıl olsa heriki halde de erkek çok eşli yaratıldığından zıplayacak



 smile ifade simgesi

KAHPE İÇERİDE OLUNCA,KAPI KİLİT TUTMAZ !

Eşi ve çocuklarının yanında uğradığı alçakça saldırıda şehit olan Malazgirt İlçe Garnizon Komutanı Arslan Kulaksız'a Allah'tan rahmet, milletimize ve ailesine başsağlığı ve sabır diliyorum.
Kancık kancıktır işte.Ne kadar süsleseniz de püsleseniz de barış güvercini olarak sunmaya çalışsanız da,biz sizin leş kargası olduğunuzu hiç unutmayız.
Delikanlılık sizler için filmlerde gördüğünüz bir terimden öteye gidemez.Hep kalleş,hep kahpesiniz.Uyurken enseye sıkmak,arkadan vurmak,hele de karısının çocuğunun yanındayken saldırmak -öldürmek ...işte sizi tarif eden kelimeler.Sakın bana dava vs demeyin.Anasının eteğini giyerek,yüzünü de göt korkusuyla kapatarak güya mücadele eden - savaşan (!!!) bir sizi gördük kancıklar....Adam olun ,madem davanız çok kutsal göt korkusunu bir yana bırakın da yüzünüz açık yapın yapacağınızı.
Davanız ne ?Bu ülkenin en güzel işletmeleri sizin elinizde değil mi, mecliste olamıyor musunuz, seçme seçilme hakkınız mı yok,cumhurbaşkanlığı makamını dahi alamadınız mı,para kazanmanıza-okumanıza nasıl bir engel var, en lux arabalara siz binmiyor musunuz?
Davanız birkaç kürt baronun maşası olarak sürtmek...Ruhunuz maraba,bireysel olduğunuza hiç şahit olamadık,nerdeyse tuvalete bile yanınızda bir akrabanız olmadan gidemiyorsunuz.
Siz Allahtan korkmaz -kuldan utanmazsınız.Siz ki maddi menfaat için öz kardeşinizi akrabanızı gözünü kırpmadan öldürecek bir şerefe sahipsiniz.Kendi kardeşine bile tuzak kuran,satan sizler;Türklere mi dost olacaksınız?Rüyada görsem hayra yormam.Sonra da "dava,barış " vs salatası yapın burada.
Ezbere konuşmuyorum,10 küsür sene yörenin geliniydim.İstisnalar kaideyi bozmaz,alınganlığa gerek yok ,ama genel yapı bu.Halen görüştüğüm ve çok sevdiğim kürt arkadaşlarım var.Ama onlar marabalığa hayır deyip,kendi hayatlarını kurmuş ve düşünebilen beyinler.
Başımızda zaten bir şizofren varken,bir de sizlerle uğraşıyoruz.PKK ve İŞİD taşeron kardeşlerdir.Bu halka zorunlu din dersi vererek, Allah'la aldatanları rabbim azabında kavursun.Bize zorunlu DÜN dersi lazım demiş birileri ve doğru demiş.
Sırf " 400 vekil alacağım ,tek başına herşeyi ben yöneteceğim diye;sizleri birbirine düşüren,oradan da bize saldırtanın eşikteki-beşikteki-mezardaki yedi ceddi azap çeksin inşallah.El kahhar,el kahhar,el kahhar ...
Allah şerefi kendinden menkul bu yaratıklardan bizleri korusun.
Sizlerle aynı Allaha inanmadığım için hamdolsun.
Rabbim asker , polis , kamu görevlisi tüm vatan evlatlarının yar ve yardımcısı olsun.
Aylardır söylüyorum ve iyice yayılmaya başlayan cümlemi bir kez daha tekrarlıyorum:Allah beyin vermiş,salatasını yapın diye değil.Beyninizi kullanın,yan etkisi yok ! /Canan AKTAŞ


CANI CEHENNEME

Canı cehenneme rahat uyuyanın
Kapısını örtenin perdesini çekenin
Yüreği yalnız kendiyle dolu olanın
Duvarları ancak çarpınca görenin
Canı cehenneme başkasının yangınıyla
Evini ısıtıp yemeğini pişirenin.

Bahçesine dek gelen alevleri


Şehrayin sanan aptalın
Canı cehenneme,camlarında
Parçalanmış cesetler uçarken
Bir iğdiş incelikle çiçekleri sulayanın.
Mutfakla yatak odası arasında
Çarşılarla gövdesi bencillik hırsı
Yılgınlıkla yenilgisi arasında
Dünyayı tüketenin canı cehenneme.

Orda dağlar bir mezarlık
Bulutlar kan salkımı sular toprakta düğüm
Orda evler oda oda kanarken
Burda yeşerenin canı cehenneme.

Ey bir halkın gözyaşıyla ruhunu yıkayan kin
Ey zulümle yükselen başarı
Ölü sayısına endeksli maaş;

Uzun masallar ardında mağrur
Boynunda ölüm çanıyla oturan güç
Senin de senin de canın cehenneme
Ey sultan hamit tuğralı korucu alayları
Kardeşi kardeşe kırdıran siyaset. . .

Bir gün elbet bir gün elbet
Örter üstünü bu ağır yanlışın
Sevgiyle, yalnızca sevgiyle işlenen
Bir dal incelik,bir simli gülüş
Bir kardeş mavi.

ŞÜKRÜ ERBAŞ


YILANIN YAVRUSU


1-ŞanlıUrfa'da iki polis ölü bulundu ???
2-Kars'ın Kağızman ilçesinde yol kesen bir grup PKK'lı terörist, aralarında TIR ve tankerlerin de bulunduğu 13 aracı ateşe verdi. Teröristler, araçlardan indirdikleri sürücü ve yolcuların cep telefonlarına da el koydu...
- Yılanın yavrusu zehirsiz olmaz !!!
ya da anlayacağınız dilden söyleyeyim:
Çêlîkê mara bê jahr nabin !!!
Kardeşmiş(!!!)
Devlet ve millet düşmanı bu piçleri,anam da doğurmuş olsa kardeşim değildir.
Sevgi pıtırcığı çakma sosyalistler,kına lazım mı?
Huylu huyundan geçmez....
Ya devlet başa,ya kuzgun leşe! /Canan AKTAŞ

ÖNEMLİ OLAN BOYUTU DEĞİL İŞLEVİ

Bu fotoğraf Gazi Mahallesinden...Teröristler,terörü lanetliyor elde silahla ve cenaze karşılıyor...
Neymiş efendim AKSARAY'ın ihtişamını gören yabancı devletler, "Türkiye büyük devlet " diyormuş...
Hı hı....tamam görürsem söylerim.
Ne diyor Haydar DÜMEN hocamız:Önemli olan boyutu değil,işlevi


SEVGİ PITIRCIKLARI

Şşttt ödünç oy verdik diyenler,çakma sosyalistler-koministler,aman AKP tek başına gelmesin diye HDP ye oy veren ama milletinin partilerine oy vermeyen matematiği bozuklar, barışı ve sevmeyi bir ben bilirim diyen gafiller...Nasıl huzurlu uyudunuz mu?
Evinde infaz edilen 2 polis şehidimiz var.
Neymiş "Suruç'un intikamıymış"
Gaziosmanpaşa 'da cenaze karşılama timini de gördünüz mü?
*Düşündünüz mü hiç,Suruç'ta ölenler kim ola ki,cenazeleri keleşlerle -mp5 lerle-maskelerle karşılanıyor?
*Düşündünüz mü hiç;masum oyuncak götüren barışçıl gençlerin intikamını neden PKK. üstleniyor?
Toprağımda canice öldürülen herkese üzülürüm.Hele de birkaçi "barış-eşitlik" vs ile kandırılmışsa.
*Düşündünüz mü eşitlik,ezilmişlik naraları atan mağdur edebiyatı yapan PKK it sürüsü İstanbulun göbeğinde keleşlerle cenaze karşılayabiliyorken,siz elinizde çakı ile dolaşamazsınız.Eşitlik diye bağıracak hale gelen siz olacaksınız maalesef.
Beyninizi kullanın yan etkisi yok !!! /Canan AKTAŞ

YAVRULARIMIZA




Tüm arkadaşlarımın güzel yavrularının başarılarını kutluyorum.Rabbim yolunuzu açık etsin gençler...
Herbiriniz için,gerçek hayatla tanışmanın ilk adımı üniversiteye başlangıç.Herbiriniz gençliğin kıymetini bilin.Hayat sadece kitap-defter değil;hayatı okumayı öğrenin derim.Algınızı yükseltin,farkındalığınızı geliştirin ve asla sürüden olmayın.
Elbette mezun olmanız ve o diplomalara kavuşmanız için gereken sorumlulukla çalışın.Ama bunu yaparken, sakın hayatı ıskalamayın.Müzik yapın-dinleyin,spor yapın,gezin,eğlenin,tiyatroya-sinemaya gidin...öğrenin öğrenin...
Bizler sizleri özgüveni olan,kendisini doğru ifade edebilen bireyler olarak yetiştirmeye çalıştık.Ama hayat size,bizlerin davrandığı kadar anlayışlı ve sevgi dolu davranmayacak.Unutmayın,altı boş özgüven sizi utandırır ve yok eder.O nedenle, özgüveninizin altını bilgi,kültür,çalışma,sevgi ile işleyin doldurun.
Sorgulayın,okuyun,öğrenin.Ama asla "sevgi-barış-eşitlik " gibi ulvi kelimelerle sizleri köleleştirmeye ve kirli oyunlara alet etmeye çalışan kötülük dolu insanlara kanmayın. Eli kanlıların sevgi pıtırcığı söylemlerine inanmayın.Unutmayın ağzında bal taşıyan arının,arkasına baktığınızda iğnesi vardır !
Önce siz sevmeyi öğrenin,barış içinde yaşamayı öğrenin ve çevrenizdeki-hayatınızdaki herkese eşit davranın.Devamı kendiliğinden gelir,kirli insanların temiz kıyafetle sizi gütmesine ihtiyacınız yok.
"Şehitler ölmez " diyorlar ya....Şehitlik,vatan savunmasında gerçek bir savaşta ise ölmez evlatlarım.
İğrenç partilerin-görüşlerin-iktidarların-örgütlerin sebep olduğu olaylarda hayatınızı kaybederseniz, ölürsünüz ve anne-babanız-sevenleriniz de sizinle birlikte ölür.Vatan satanlar sağ iken,vatan sağolmaz evlatlarım.

Beyninizi kullanın,yan etkisi yok !
Hepinizi sevgiyle kucaklıyorum./Canan AKTAŞ

8 Haziran 2015 Pazartesi

KATRANI KAYNATSAM OLUR MU ŞEKER ?


HDP nin oyları içinde bir kısım sol oy varsa da; ağırlıklı olarak AKP'nin oyları HDP ye geçmiştir.Daha önce de yazdım.AKP den kurtuluş olarak yorumlanan HDP başarısı,tam olarak : 13 yıldır çözüm süreci beklentisi ile AKP ye destek veren kürt oylarıdır.
Zira bazı illerde oy kaybı yaşasa da CHP oyları sabit,MHP desen oy arttırmış 30 milletvekili ilave etmiş.Hesap ortada... 
HDP ,AKP desteğine amade ettiği oylarını geri alarak,aslında AKP ye aba üstünden sopa göstermiştir.
Şimdi AKP nin oy kaybını CHP ya da başkalarına yüklemeye çalışan AKP liler. Beyninizi kullanın yan etkisi yok....
Siz Allah ile aldatıldınız ve aldatılmaktasınız.13 yıldır,HDP desteği ile iktidardaydınız...
Kısacası 13 yıldır çektiğimiz her türlü zulmü yine HDP ye borçluyuz.Filler tepişti,çimenler ezildi.
HDP seçim sonrası yaptığı açıklamada emanet oyların farkındayız dedi.İşte o emanet oylar da,Demirtaş'ın espirilerinden ve demokratik söylemlerinden umutlanan gençlere aittir.Zira askere gidecek olanlar ya da arkadaşlarını gönderecek olanlar onlar,ölmek istemiyorlar.
Unutmayın Türk gençliği apolitik ve dünya vatandaşlığına inanıyor.Türk-kürt ayırımından,faşizmden hoşlanmıyor.Eyalet sistemi vs umurlarında değil,çiçek çocuk olarak yaşamak istiyor.
İsteklerinde haksız değiller,dinazorlardan bıktılar.Hangimiz bıkmadık,iktidarsız dinazorlardan?
Gençler,umutlarınız umutlarımdır.Demirtaş'ın espri anlayışından çok memnunum,gerçekten zeka işidir espri.Keşke tüm siyasiler,hayata biraz esprili yaklaşabilseler.
Ancak maalesef ki,yaşınız ve yaşadıklarınız ,gerçekleri bilmeye görmeye yetmiyor. Keşke inandığınız,ya da umduğunuz gibi demokratik söylemler gerçek olsa.Ama Demirtaş daha ilk konuşmasına "Sayın Öcalan" lafını yapıştırdı.
Açın gözünüzü ve beyninizi kullanın,yan etkisi yok.Katranı kaynatsam olur mu şeker,cinsine s......tığım cinsine çeker !!! /Canan AKTAŞ

KİM KAZANDI ?

-Balkondaki adam:Seçimin tek galibi biziz dedi (Seçim sistemi ve sayısalda evet,peki oylardaki düşme ve tek adamlıktan inme?)
-Kılıçdaroğlu :İstifa etmemi gerektirecek bir durum yok,diktatörlüğe son verdik dedi (Entel danteller biri seçim sonuçlarini versin şu adama,gatta toplama çıkartma öğretsin.Kaç ilde oy kaybetti?Yoksa HDPye verdikleri oyları mı sayıyor? Yazık ya biriniz gerçeği anlatın,diktatörlüğe son verenin O olmadığıni bilsin)
-Bahçeli:Dürüst siyasetle milletvekili sayımızı arttırdık dedi.(E doğru ...Kürt milliyetçiliğine karşı Türk milliyetçiliğiyle evet.Ama yarın aman ülke kaosa sürüklenmesin,vay ekonomi batmasın duye koalisyona ortak olursan , direkt olarak ezik diyeceğim,ilkesiz diyeceğim)
-Selocan: biz kazandık dedi(Canım sizin oyla MHP oyu arasindaki fark 1.5 milyon ve vekil sayısı 1 fark olmuş.1,5 milyon oy 1 vekil edince böyle oluyor.Kaldı ki sırdaşinizla planladiginiz bu oyunda,senelerdir batıya göç verdiniz,bunu da hesaba katalım.Gerçek oy artışiniz matematikselde %2 lerde,onu da aman AKP tek gelmesin,korktuk filan...sol seçmene borçlusunuz)
SONUÇ:Eeee herkes kazandım diyorsa, kaybeden yine halk olmuş demektir.
Yine de en berbat söylem Kılıçdaroğlu 'nun. Canım benim ,matematik bazıları için zordur,sen de haklısın 😜😃😃😃

SEÇİM SONUÇLARI GELMEYE BAŞLADIĞINDA

Şu ana kadar kızımın çeyiz sandığı dışında açılan sandıklardan çıkan sonuç;tek partili dönem bitti inşallah...
AA ve Cihan haber Ajansinin anlaştıgi tek nokta AKP 81ilde oy kaybetti.HDP 81 ilde oy arttırdı ve MHP 72 ilde oy arttırdı.CHP 51 ilde oy kaybetti.
Yakın çevrem bilir,demiştim ki:
Bu seçimin iki kazanani olur.MHP VE HDP
Buyrun...Ama bu sonucu iyi okumak lazım.
HDP ,13 yıldir AKP ye verdiği desteği gòzdağı şeklinde geri aldı.Bir de Selocan'ın espri ve demokrasi çağrılarını samimi zanneden yeni yetme oyları var.
HDP sayesinde AKP den kurtuluyorsunuz diye çok sevinmeyin.Size yardım ediyor görünen herkes dost değildir.
HDPnin samimiyetine güvenmedim güvenmem.
Neticede eski söylemimi tekrarliyorum.HDP ve AKP nişanlıdır,düğunde takılacak altın konusunda kriz var sadece 😜
Bu arada herne kadar MHP 72 ilde oy arttırdıysa da;teknik olarak sayisal başaridir ancak siyaseten Sayın Devlet Bahçeli'nin başardık demesinden kaygılıyım.Eğer MHP kalkıp da AKP ile koalisyona giderse;bir sonraki seçimde,barajın altında kalmayı da göze alsın.Gerçek vatanseverler daha önce bu dersi vermiştik,hatırlatayım dedim 😊
Hele k güya i ana muhalefet CHP 51 ilde oy kaybetmiş.Allahaşkına dükkanı kapatın gidin.

SEÇİM YASAKLARI KALKMADAN ÖNCE

Seçim yasaklarını deliyorum ve bizim evin sandık sonuçlarını açıklıyorum:
Açılan sandık........1
Dantelli.................. %38
Kanaviçe............... %32
İğne oyası............. %12
Havlu....................%
18

4 Haziran 2015 Perşembe

AKIL TUTULMASI


Akıl tutulması yaşadığım sabahlardan biri daha.İki şaşkınlık,iki anlam verememe halindeyim.
1-Sabah tv açtım ama hazırlanma telaşı ile show tv de kalmış.İçerden haberleri dinliyorum.
-Haberleri sunan zat(sanıyorum Melih Altınok),gazete başlıklarını vs okuyor. Cumhuriyet gazetesinin yanılmıyorsam manşeti...."Cumhuriyetin bittiği an " ....altında da MİT tırlarını durduran jandarmanın gözaltına alma fotoğrafı.
Duyduklarım:"Siz cumhuriyeti bitirmek için çok uğraştınız,uğraşıyorsunuz ama başaramayacaksınız" ????????????????????????????


AKP Balıkesir milletvekili Tülay Babuşçu "Arkadaşlar reklam arası bitti, film başladı ve 2023’te isteseniz de istemeseniz de vizyona girecek” twitini attığında ,aynı yorumu yapmış mıydın ?

Töbe estafurullah töbe.....Kardeşim gazete başlığını okudun eyvallah,elbette kendi yorumunu da söyleyebilirsin,söylemelisin de...
Ama,izlediğim 7 dakika içinde her an eeeeeyyyyyyyyyyyyyyyyyyyy ünlemine geleceksin hissiyatında kaldım.Devamındaki haberleri de sunarken kullandığın kelimeler Aksaray'dan yükselen davudi ses kıbalinde idi.
-Bazı topluluklar oluşturulmuş,seçimle alakalı.Oy ve Ötesi grubu 50.000-kişiye ulaşmış.Seçimlerde oy kullanımı sırasında müşahitler ve gözlemciler eğitiyorlarmış. Zararı yok yapsınlar.Ama bu grupların giderleri vs ".........bilmem kim tarafından karşılanıyor" .....
Hayatım derdin ne senin?Sen habercisin.Bu ülkenin vatandaşısın.Oy ve Ötesinden neden rahatsızlık duyuyorsun?Seçimleri izlemek,oy sayımını denetlemek her vatandaşın hakkı değil mi? Sen kimin türküsünü çığırıyorsun? Vatandaş olan, bundan rahatsız olmaz.Gerçek irade ortaya çıksın ister.Seçimlerin ve sayımın yasaya ve gerçeğe uygun yapıldığından emin olmanın sana veya kime zararı var.Dahası olması gereken şaibesiz bir seçim değil mi?Abdestinden şüphesi olmayan,denetim amaçlı gruplardan neden kinayeli bahseder?
Kaldı ki;
298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Kanunu'nun 95. maddesi uyarınca, sadece vatandaş olarak, oylar sayılırken sandıkları izleyebileceğinizi biliyor muydunuz? Bunun dışında sandık sayım alanının iple ya da sıra ile kapatılamayacağını da biliyor muydunuz?
Sayım tedbirleri:
Madde 95 - Sayım ve döküm açık olarak yapılır. Oy verme yerinde hazır bulunanlar sayım ve dökümü takip ederler.
Kurul, faaliyetinin selâmet ve düzeni bakımından, sayım ve döküm masası etrafında boş kalması gereken "kısmı, bir karar ile belirtir ve bu kısım etrafında (İp germek gibi) hazır bulunanların bu işlemleri takip etmelerine engel olmıyacak tedbirleri alabilir.
2-Başka kanala geçtim.Sayın Cumhurbaşkanının hangi mitingde bilemiyorum- pardon açılış,basın açıklaması vs de olabilir smile ifade simgesi ; MHP genel başkanı Sayın Devlet Bahçeli'ye yönelik"Sizin nereniz millliyetçi,Kandil milliyetçisi,Pensilvanya milliyetçisi " söylemine şahit oluyorum.
Bu kez katlamalı dumur olma halindeyim.Neden mi?
***Hangi partiye oy veriyor olursanız olun,hangi inançta yada siyasi görüşte iseniz de olun farketmez.Yahu siz hiç bir reisicumhurun seçim döneminde,herhangi bir parti liderine karşı bu tarz konuşmasına şahit oldunuz mu? Kulağınıza normal geliyor mu bu şekil?Olabilir, AKP yandaşı da olabilirsiniz.Tercihinizdir,tek kelime etmem.
Ama Cumhurbaşkanlığı makamı nedir,Cumhurbaşkanının sıfatı nedir,görevleri,hak ve yetkileri nelerdir bir bilginiz var mı?Cumhurbaşkanları , ülkedeki siyasi partilerle mesafesini nasıl ayarlar,ayarlamalı?Yoksa siz de,Cumhurbaşkanımızı=Başbakan olarak görenlerden misiniz?Çünkü ancak bu nedenle ancak,normal gelebilir bunlar.Bizim bu yaşa kadar gördüğümüz ve 25 yılı aşan hukukçuluğumuzla bildiğimiz, Cumhurbaşkanları lafla değil özde her partiye eşit mesafede durur. Kendisi hangi partiye gönül vermiş olursa olsun,eşit davranmak zorundadır.Hele ki seçim dönemi,açılış vs adı altında meydan meydan gezip; parti lideri yada o seçimin adayı gibi,sesi kısılana kadar bağırıp çağırıp,partiler ve liderleri hakkında konuşmaz hatta konuşamaz.Tabii ki hukuk olan ülkelerde KONUŞAMAZ...
***Dahası Sayın Devlet Bahçeli yada görevlendirdiği herhangi birinin Kandil'e gittiği ya da herhangi bir PKK lideri ile görüştüğünü duyan bilen var mı? Ya da Pensilvanyadaki zatı muhteremle yanyana ,sarmaş dolaş gören duyan var mı?Ya da herhangi bir MHP linin,PKK sempatizanı biriyle " megri megri " türküsünü çığırdığını gören-duyan var mı?
Ama benim kendi kulağımla görüp,gözlerimle gördüğüm şeyler var.Ne mi?
a)Sanıyorum 2012de idi, yapılan Türkçe Olimpiyatları'nda Fethullah Gülen'e 'Sıla hasreti artık bitmeli' çağrısı
b)Ne istediler de vermedik vs söylemlerinin kime ait olduğu da hepimizce malum değil mi?
c)Fetullah Gülen ile boy boy resmi olan ve uzunca bir süre omuzdaş olarak yol alanlar kimlerdir?
d)Kandille ya da Öcalan ile görüşenler kimdir? Üstelik başında asla kabul edilmeyen bu görüşmeler açığa çıktığında;hemen bir kılıf dikip "devlet görüşür" e işi bağlayan kimdir?
Töbe estafurullah töbe...Kardeşim eyvallah hukuk falan yalan oldu da; hafızaları da mı silelim?Alıştık bir gün söylenenin 3 gün sonra tam terse çevirilmesine vs.Ama hafıza bizim,vatan bizim.Hepimizin aklıyla fikriyle dalga geçiyorsunuz anladık,ama bazılarımızın hafızası Allaha şükür yerinde.
Kaldı ki;seçimi tekrar iktidar partisinin kazanması ya da devamında başkanlık sistemine geçilmesi; HDP makyajlı PKK ile anlaşılması eyaletler kurulması vs durumunda sadece kahrolurum; ama gerçekten benim yaşamımda birşey değiştirmez.Neden mi?
1-Güzel bir mesleğim var ve serbest çalışıyorum.Atama,tayin,el etek öpme,milletin ta....na su serpme,yalakalık yapma zorunluluğum yok.
2-İktidarlara göre geçim şeklim ve yaşam standardım değişmiyor.Kim iktidar olursa olsun,ekonomim güncel bazda değişmiyor.Değişen şey,ekonomiye göre ve paranın satın alma gücündeki değişiklikle yatırım yapma-yapamama noktasında... Hepsi bu. Hiçbir iktidara,partiye ,kişiye,kuruma yalakalık yaparak el-etek öperek,ya da aman bunu demeyeyim diyerek müvekkil sayım artmaz eksilmez.Tamamen kişisel başarım neyse o.Bu yüzdendir dik duruşum.
3-Bir tane çocuğum var ve Allaha şükür onu da okuttum bitiyor birkaç aya kadar.Eeee çocuk okutucam diye göbek çatlatma derdim de kalmıyor.
4-Bir kızım ve bir de garip anam var bakmakla yükümlü olduğum.Kızım kendi ekmeğini kazanmaya başlamak üzere,anam da başımın tacı.
Bu durumda neymiş,siyasi partiler ve iktidarlar umurumda değilmiş.Kimsenin yandaşı değilim.Futbol takımı tutar gibi parti tutmam.Örnek Alparslan TÜRKEŞ zamanında MHP ye tek bir oyum yoktur,olmazdı da.Ama Sayın Devlet Bahçeli zamanında MHP ye oy verdim,vereceğim.Hataları var,eksikleri de var.Hatta bir dönem MHP Büyükçekmece ilçe yönetiminde de çalışmaya başladım.Kendimce gördüğüm hatalar eksiklikler nedeni ile bıraktım çalışmayı.
Sayın Devlet Bahçeli'ye , Sayın Meral Akşener'e ve Sayın Oktay Vural'a saygım sonsuzdur.Ama fanatik gözü kapalı yandaş değilim.Kendimce önem verdiğim ve sevdiğim değerlerde hata yapmaları halinde siler geçerim.
Kısacası gözü kapalı fanatiklere donsa ,bana şalvar....Beyninizi kullanın-yan etkisi yok!!!

5 Nisan 2015 Pazar

AVUKATLAR GÜNÜ



Bu özel günde son haftada yaşadığımız olayların da 

etkisiyle; mesleğe başladığım Eskişehir adliyesi hatıralarım 

depreşti.Eskişehir Adliyesinin eski binasında,hiçbir hakim ve 

savcının kapısı avukata kapalı olmazdı.Vatandaş da aynı 

rahatlıkla hakim ve savcıların odasına girerdi.

Eskişehir adliyesinin kapısında xray,çipli kart, ıdı vıdı 

yoktu,adliyede görevli polis memurları sağlardı güvenliği...Üstelik 

güvenlik nedeniyle Eskişehir Adliyesi'ne gönderilen koca koca 

dosyalar davalar olurdu.

İki insan iz bırakmıştır kalbimde...
Birisi Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Arif Hikmet KORKMAZ...Hiç unutmam ...Yıl 1996 daha 6 yıllık avukatım.Bucak& Söylemez davasında 36 yıllık mahkumiyetler verilmiş ve adliye yoğun güvenlik altında.Duruşmadan çıktım adliye önünde arkadaşımı bekliyorum.Bir baktım ARif baba adliyenin kapısının önünde tek başına duruyor."Babacım içeri girseniz,Allah korusun" dedim,ama o bana "Kızım sen daha çok gençsin,bu davanın avukatıydın.Hadi bürona git.Bize birşey olmaz,Allah koruru" demişti,gözümde devleşmişti.Seneler sonra kaybettik,nurlarda yatsın.Ondan kalan hatıram ise : ana sınıfında ront görevi alacak kızıma hediye ettiği cübbesidir ve halen saklarız.
Diğeri de Savcı Suleyman Karaca ..Odasının kapısını hiç ama hiç kapalı görmedim. Vatandaş da,avukat da odasına rahatlıkla girerdi.Nöbetçi olsun olmasın, "C.Savcısı imzası" gereken ,hiçbir evrakı geri çevirmez,banane demezdi.Sonrasında tayinle gitti Eskişehir'den ve bir süre sonra aynı isimde bir başka savcı göreve başlamış.Ama bizler Süleyman KARACA ismini görünce dalıyoruz odaya " Özür dileriz sayın savcım,biz Süleyman abimiz döndü sandık " deyip geri çıkıyoruz.Zavallı isim kurbanı savcımız da,bunalımlarda ...
Haaa bir de Süleyman abimin odasına giren hiç kimse vatandaş da dahil,meşhur çikolatalardan yemeden çıkamazdı .Hele benim kızım Melis,adliyeye gelir,direk Süleyman amca diye odasına dalardı.Süleyman abim emekli ve Bursa'da .Rabbim sağlık sıhhat versin O'na.
Şimdi mi? Herkes gölgesinden korkuyor.Kapısını kilitleyip oturan ve avukatları dahi "kalemle muhatap olun " şekline sokmaya çalışanlar....Avukatla bir arada kahve içmeye tedirginler.Nerde kaldı,oturup sohbet edecek.Birkaç tane koca yürek var,kendinden ve işinden emin.Bunlardan bir kısmı bizim devremiz.Çağlayan ve Bakırköy adliyelerine her gidişimizde kahvelerini içtik,yemeklerini yedik.Sevgili Ömer Güngörve sevgili Turgay Özcantertiplerim...Allah onlara da selamet versin.
Beyler,bayanlar...Hukukçuysanız bunun avukatı-hakimi-savcısı yok.Biz biriz bütünüz.Siz bize,biz size omuz vereceğiz.Toplumdaki ve adliyelerdeki avukat -hukukçu zulmune beraber DUR diyeceğiz.Biz hukukçuyuz,hiçbirimiz güvenlik muafiyeti istemiyoruz.Avukat-hakim savcı bize tahsis edilmiş tek kapı istiyoruz.Oradan herbirimiz çipli kartımızı okutup,Xraydan geçeceğiz.Güvenlik hepimizin derdi.Ama adliyenin güvenliğini,avukatlara zulmederek çözemezler.AVM yerine adliye yapsınlar.Zira adliyede dava dosyalarından başka; bankalar,temizlik personeli,kitapçılar,cafeler vs vs bir dünya işletme ve bir o kadar çalışanı var.Güvenliği biz sağlamayacağız.Bizim ve vatandaşın güvenliğini sağlaması gerekenler,kenarda duramasın.Herkes işini yapsın.Ağam-paşam la içeri girenler belli olsun.Lütfen tutuşun elele yeniden

SUSMAYAN SAVUNMA;SUSMAYAN HALKTIR !!!

Günaydın. ..Ümit başkanin dediği gibi: duruşma salonlarından avukatları çıkartın.Savcı iddia etsin,hakim karar versin.Ne davacıyı ne davalıyı yani "halkı -insanı " savunacak kimse kalmaz. Kadro,atama,rütbe,tayin derdi olmadığından savunma susmaz unutmayın.Susmayan bir savunma yani HALK da;kendinden şüphesi olan herkes için tehlikedir.Avukatlar ego savaşı vermiyor,bunu görün artık. Ofisimizde, çantalarımızda sizin sırlarınız var. Savaşımız insanların yani halkın hakları içindir. Bu gururlu ve özel mesleğe sahip çıkan ve o cübbeyi şerefiyle taşıyan tüm meslektaşlarimı kutluyor ve teşekkür ediyorum

CÜBBE

Bir CÜBBEDİR gidiyor.Vay arkadaş nasıl da kör ve algısı düşmüş bir topluluk olmuşuz...Farkında mısınız,kimse örgütten,bağlantılarından bahsetmiyor?Ya da milli güvenliğimizden sorumlu olması gerekirken,sorunlu olan MİT ten. Değil bir avukat cübbesi,ülkedeki tüm hukukçuların cübbesini yanyana getirip dikseniz, kapatmaya yetmez bu çirkin hesapları,işbirlikçileri,oyunları !!!

3 Nisan 2015 Cuma

Vay arkadaş,neymiş bu avukatlık!!!

Vay arkadaş,neymiş bu avukatlık!!!
Herkesin bir fikri varmış,daha da kötüsü bir hırsı-çekememezliği... Ama gerçekten de öyle değil midir? Bakın çevrenize ...Birçok insandan duymuşumdur : avukat olmak istiyordum kazanamadım.Bu dürüst olarak içindekini söyleyenler...Bir de züğürt tesellileri var:kazandım babam göndermedi ( hangi baba hukuk fakültesine hayır diyorsa artık),kazandım ama harcını yatıramadık(sanki laboratuvar var da harcı yüksekmiş gibi,ya da çalışıp ödenemezmiş gibi).... Ha bir de gün teyzeleri var,hayatları ordan oraya pasta tarifi kovalamak-dedikodu yapmak.Ayyy benim kızım-torunum ÇOK KONUŞUYOR avukat olacak .Hanım teyze çok konuşmakla avukat olunmuyor,BOŞ konuşma...
İşin doğrusu şudur ki,en zor edinilen mesleklerden biridir.Geceler boyu kafanız kalınlığında kitaplarla boğuşursunuz.Sınav çıkışında 100 lük yaptım dersiniz de,20 yi zor alırsınız.Benim kızım lise bitene kadar burslu okudu,il birincilikleri olan bir çocuktur.Ancak Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden hala paçayı sıyıramadı.Bir yıl uzadı,gerisini hala kestiremiyoruz.
Okulu bir şekilde sürüne sürüne bitirirsiniz.Bu kez de staj vardır.Üstelik " okul bitirmekle de avukat olunmaz "...Okul sadece ön şarttır tüm zorluğuna rağmen.Asıl ondan sonra kıvranmaya başlarsınız,avukat olabilmek için.
Çalışma hayatını hiç anlatmayacağım bile...Sadece ve sadece avukatlık yapanlar bilir.Anlamanızı beklemiyorum,mümkün değil.
Sizin gözünüzde" iki satır yazıyor,cukkayı kapıyor " modundayız ne de olsa....Güzel kardeşim,sen yaz sen kap.Yiyorsa bu mücadelede olmak,buyur,sana da yer var.
Akşamın bir saati siz evinizde yada rakı masasında coşarken,sevdiklerinizle dertleşirken davanızdan bahsedersiniz.Hiç saate bakmadan,göbeğinizi kaşıyarak çeviriverirsiniz numaramızı.Yiyorsa açma...Ulan bizim avukata da ulaşılamıyor,tutuklansak haberi olmayacak....Hayırdır hepiniz tutuklanma riskinde misiniz?Bizim ailemiz,özel hayatımız yok mu? 7 X24 emrimnize amade miyiz?
Ya da gün ortası aradığınızda açmamışsak telefonu; ya ne zaman arasam yok,ulaşamıyorum,ofisine de gittim yok.Kardeşim boş oturmuyoruz.Size göre öğle saati ya da 17:00 den sonra adliye yada duruşma yok.Biz ise gece yarısı 23:00 lerde hala adliyelerde duruşmalardayız.Ofisi arayıp da randevu talep etmek çok mu zor ?
Sizin bir davanız var,bizim yüzlerce....Sizin bir avukatınız var,bizim yüzlerce müvekkilimiz...
Davayı kaybedersek,sizin suçunuz yoktur,avukat kötüdür.Kazanırsak,zaten bir numara yoktu davada siz haklıydınız ,değil mi?
Hakimlik savcılıktan emekli olup; kürsünün altına yanımıza inen meslektaşlarımız bile,ancak ve ancak o zaman anlar neyle mücadele ettiğimizismile ifade simgesi
Hülasa zordur avukat olmak,avukat kalmak,insan kalmak....
Şimdi de adliye girişinde aranmamak gibi bir tribimiz var sizin gözünüzde...Bakın sevgili kardeşlerim bizim derdimiz aranıp-aranmamak değil.Sizlerin işlerinize yetişebilmek.Evet havalimanlarında hepimiz herkes aranır.Uçuştan en az 2 saat önce gideriz o nedenle de havalimanına.Ama duruşmalara 2 saat önce gitme şansımız olmayabiliyor.İstanbul'dayız.Adliyenin biri Büyükçekmece' de diğeri Kartal'da... Aynı gün 1 er saat arayla Bakırköy ve Çağlayan'a yetişmemiz gerekebiliyor.
Elbette güvenlik muafiyeti olmamalı.Aynı adliyede bir hakim,silahla bir katibeyi rehin almadı mı? Aynı adliyede bir genç,annesini silahla öldürmedi mi?O adliyeye sadece avukatlar girmiyor.Hakim,savcı,katipler,kantin çalışanları,kantine mal getirenler, evrak ve kargo taşıyıcılar,kitapçılar,banka memurları...vs vs O adliyede biz hergün kelle koltukta çalışıyoruz.Davalarımız dolayısı ile taciz ve saldırılara uğruyoruz.Elbette güvenlik önemli...Bu güvenlik zaafiyetini kapatmaya,avukat cübbesi yetmez.
Ama hep insan unsuru var.Mesleği ne olursa olsun sempatizan,ya da yandaş olabiliyor insanlar.O nedenle herkes ama herkes aranmalı...Avukat sempatizan olur da,hakim mi olmaz ?
Burada yapılmaya çalışılan şey,baroları rencide etmek,ele geçirmek.Balyoz, Ali İsmail Korkmaz vs davalarda,gezi olaylarındaki soruşturmalarda eşlerinizi, çocuklarınızı savunanlar bizlerdik.Bozuk düzene karşı,yanınızda sadece biz yer aldık.
Sayın savcımız bizim meslektaşımızdı,bizler omuz omuza çalışıyoruz. O nedenle şimdi biz de diğer hakimlik savcılık yapan meslektaşlarımızdan destek bekliyoruz. AVUKAT-HAKİM-SAVCI ....Biz biriz,hukuk savaşçılarıyız,aynı taraftayız....
Lütfen hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığı için elele verelim.Sizler kendi rızanızla "güvenlik muafiyetini " reddedin.Hep beraber güvenlik taramasından geçelim.Ama işlerimizi,davalarımızı aksatmayacak önlemler alınsın,uzun kuyruklar oluşmasın. Sizler karar mercilerinde görev yapıyorsunuz.Buyrun çözüm bulalım.Örnek:orta kapının tamamı avukat,hakim,savcılara ait olsun;seri bir şekilde girip ekmeğimizin peşine koşalım.
Yoksa adliyeye hayatında girmemiş,ya da bir kez tanık olarak girmiş adliye koşullarından bihaber ama çok konuşan kuru kalabalık; derdimizin sadece aranmamak olduğunu düşünmeye devam edecek.Oysa bizim derdimiz EŞİTLİK ve ADALET

2 Nisan 2015 Perşembe

ÜSTÜNDE GECELİK VARDI !!!

İçimdeki sıkıntı halen geçmedi.Kırgın ve küskünüm.Ne kendimi,ne sevdiklerimi güvende hissetmiyorum.Çağlayan adliyesinde Sayın Cumhuriyet Savcımız Mehmet Selim Kiraz'ın alçakça katledildiği olay,benim açımdan son nokta sanırım.
O katta benim can arkadaşlarım var.Hemen 1-2 oda yanında.Haftada birkaç kez yan odalarda kahve içer,dost sohbetleri yapardık.Allah esirgesin, onlardan birini kaybetmişçesine bitkinim.Hele ki olayın adliyede olması.Sizler de çalışıyorsunuz belki ama,biz avukatız mesai saatimiz yok.Belki de evimizden daha çok, adliyelerdeyiz.Sanki yatağımda tecavüze uğramış gibiyim.Üstelik,devlet baba diyor ki..." tecavüze uğrayan kadının üstünde gecelik vardı !!!" Ey babam,sen nasıl bir babasın ki; beni koruyamıyorsun ve bana diyorsun ki gecelikle yatmasaydın.Sen ne işe yararsın,sen kimin babasısın?
Daha birkaç gün önce o adliyenin hakim ve savcılarıyla bir tura katılmış ve 3-5 gün beraber yolculuk etmiştim.Onların insan yanlarına tanık olmuştum. Eşleri, gülüşleri, sohbetleri....
Rahmetli savcımızı tanımıyordum, ama herşeyden önce bir insan ve devamında hukukçu meslektaşım.Hele ki,yoklukla,çalışarak okuduğunu öğrenmem beni perişan etti.Ya o yavrusunun cenazedeki boynu büküklüğü.O yavrunun daha bu küçücük yaşında boynunu bükenler,büktürenler,üstünü örtenler...boynunuz kopsun. Sabahlara uyanamayın,ateşler içinde yanın!
Dün biryerlerde okudum."Siz savcıları sadece gazete ve tv lerden tanırsınız " diyordu.Evet siz sadece gazete ve tv lerde görürsünüz.Biz ise onlarla omuz omuza çalışırız.Çoğu zaman avukat olarak,dava dosyasında savcılarımızla taban tabana zıt noktada oluruz.Biz talep ederiz onlar reddeder.Ama aramızda keyifli bir çekişme vardır.Ben de merak ederim,kim haklı çıkacak diye,onların da merakını gözlerinde okurum.
Son birkaç yıldır olanlar geçiyor gözlerimden: gezi olayları,devamında 17 Aralık yolsuzluk iddiaları,tapeler,telefon-ses kayıtları vs vs.
Bu cumartesi meslekte 25.yılı doldurmuş olmam sebebiyle plaket alacağım.Bu 25 yılın ortalama 18 yılı sadece ceza davaları ve özellikle örgütlü suçlarla geçti diyebilirim.Bu konuda hiç tevazu gösteremeyeceğim.Ceza davalarına özel bir ilgim ve Allah vergisi yeteneğim var.Birçok kişiden daha analitik ve 3 boyutlu hatta 5 boyutlu bakabiliyorum.
Bu gözle bakıyorum hepsine ve midem bulanıyor.Derin devlet dünyada bir çok ülkede var elbette.Ama ben daha kirlisini ya da daha doğrusu bu kadar " kör gözüne parmağım" şeklinde olduğunu duymadım,görmedim,okumadım.
Nasıl bir ülkeyiz,nasıl yönetiliyoruz? Neden bizi yönetsin diye vekalet verdiklerimize, hesap soramıyoruz?
Bizler de vekaleten iş gören bir meslek grubuyuz.Vekil edenlerimiz bize hesap sorar? "Ne kadar harç yatırdınız,ne zaman duruşmaya gireceksiniz,nasıl oldu,görüşmede neler konuşuldu?" Memnuniyeti sona ererse de azleder,yetkiyi verdiği gibi geri alır.
Devleti yönetenler de vekaletle göreve gelir,oy vermekle vekalet verirsiniz.Her türlü soru sorma hakkınız da vardır.Ne kadar harcadı,kimlerle görüştü,ne konuşuldu, hangi evraka imza attı,sizin için nasıl bir planı var...vs vs.
Ama bu ülkede artık,vekil ettiklerimize soru soramıyoruz.Soru soranlar "vatan haini,çapulcu"...Ya onlara soru sorduğumuzda,yandaşlarının tepkisini hangi psikoloji ile açıklarsınız? Maddi nemalananların sebebi para diyelim,ya asgari ücretle açlıktan nefesi kokarak yaşamaya çalışanlar...Sİz neye horozlanıyorsunuz?Yapılan olumlu hizmetlerineden gözünüzde büyütüp,babalarının bağından size üzüm bağışlamış gibi görüyorsunuz? Zaten o işleri yapmaya gönüllü olup,aday olmadılar mı? O bağ bizim ,o bağ hepimizin.Bağa bekçi yaptıklarınız,bağlarımızı kuruttu,boşalttı.Siz de üzümün çöpünü kemirip,onları savunuyorsunuz.
Bedavaya mı hizmet ediyorlar.Millete hizmet sevdasıymış? Mal mısınız,beyninizi kullanmaya mı korkuyorsunuz?O işleri yapmaları karşılığında,aldıkları maaşı hayatınız boyunca bir arada mı gördünüz? Eşikteki,beşikteki yakınlarını zengin ettiler görmüyor musunuz? Eğitimi,donanımı,deneyimi olmayan yakınları "danışman" adı altında milyonlarca lira maaş alıyor? Neyi danışıyorlar,bilgisi-deneyimi olmayan yakınlarına?
Acılıyım,öfkeliyim,yatağımda-evimde tecavüze uğradım.Devlet de, " gecelikle yatıyorsun " diye beni suçluyor...Meslektaşımı kaybettim....Üstelik,nasıl-neden-kim bilmeden? Herşey muamma ve herşey sır.Ölüme bile sahip çıkamıyorum.Çıkmayı deneyen " vatan haini,dış güçlerin hizmetinde..."
Diliyorum rabbimden ateşlerde yanın.Sizin de çocuklarınızın boynu bükülsün,yüreği kurusun.Huzur içinde tek bir anınız olmasın.Vücudunuzun herbir santimini hastalık ve dert kaplasın.Allah sizi helak etsin!!!

AVUKAT CÜBBESİ EKSİĞİNİZİ ÖRTMEYE YETMEZ

Teröristler avukat cübbesiyle adliyeye girdi diye , avukatların adliyeye girişini yeniden düzenlemeye kalkanlar....teröristler polis kıyafeti giyerek girseydi,polisin adliyeye girişini de düzenler miydi? Adam hastanede bir doktoru esir alacak olsaydı; doktor önlüğü giymeyecek miydi?
Baroları ezemediniz,susturamadınız,bunu mu bahane edeceksiniz?Mesele kıyafette mi?Cumhuriyetin savcısını koruyamamakta mı?Operasyon başarısız olmuştur.İşte sonuç bu...

23 Şubat 2015 Pazartesi

VEKİL...

AK Parti Milletvekili Tülay Babuşçu:
"Osmanlı'nın 90 yıllık reklam arası bitti "
"Arkadaşlar reklam arası bitti, film başladı ve 2023'te isteseniz de istemeseniz de vizyona girecek"
Bu cümleleri sosyal medya üzerinden paylaşan bir milletvekili var,eyy milletim. Buyrun bu da milletvekili yemini metni:
'Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma, büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim'
"Hedef 2023 " lafı ilk ortaya atıldığında yazdım,çizdim,anlattım.Maalesef ki,bazıları fantastik buldu söylemlerimi.Buyrun,afiyet olsun diyorum.Reklam arası olarak gördüğü bir şeye bağlı kalacağına,NAMUS ve ŞEREF üzerine yemin mi edilmiş,ben mi kelimeleri yanlış yorumluyorum.
Takdir milletindir.Allah hepimize akıl fikir vermiş,düşünme yetisi vermiş.Kendiniz yorumlayın,ben sadece tv lerde,gazetelerde, haberlerde duyduklarımın okuduklarımın yalancısıyım (!) / 19.01.2015

CAN ARKADAŞLARIM

Can arkadaşlarım ve dostlarım...
Birçoğunuz benim dünyaya bakışımı,inançlarımı,hayatı ve insanları nasıl değerlendirdiğimi,penceremden gördüğüm manzarayı biliyorsunuz.Üstelik bir kısmınızla taban tabana zıt görüşlerdeyiz,ama bu arkadaşlığımızı etkilemez.
Fikirler özgür olmalı ve bir diğerinin alanına tecavüz edilmediği sürece de beni rahatsız etmez,en fazla üzer,anlamakta güçlük çekerim.
Hayata kuş bakışı bakarım,ama kuş beyinli değilim.Olayları ve insanları değerlendirirken,duvardaki "örümcek " moduna girer,duygulardan ve bir saat öncesinden arınarak bakmaya çalışırım.
Lakin keşkelerim yoktur.Sonu olumsuz da bitse,hiçbir yaşadığımda " keşke " demeyi sevmem,benim hatalarımdır der geçerim ve hatalarımı da severim.
Zira bazı hatalarım harikadır,bazı harikalarım da hatadır.
Son bir yıldır,uzun süredir hayatımda olmayan ,ancak hayatımın bir dönemini komple kaplayan "en güzel dönemlerim " diyebileceğim okul yıllarımdaki arkadaşlarım da tekrar hayatıma dahil oldu.İyi ki varlar,iyi ki hayatımdalar...Ancak aradan geçen uzun yıllar içinde,maalesef ki birbirimizi tam olarak tanıma ya da değişimleri gözlemleme şansımız olmadı.
Kalan ömrümde de keşke dememek için,ufak bir ilanatım var:
Hayatımda dokunulmazlarım ,olmazsa olmazlarım vardır.Bunlar değişmez,değiştirilemez,değiştirilmesi teklif dahi edilemez.
1-Tek bir zaafım vardır,çocuklar-çocuklarımız.İlk dokunulmazım çocuğumdur.Hayat ağacım Melis Aydoğan... Abartılı gelebilir size, ama kızımın gözüne düşecek bir damla yaşa kasıtla sebep olanla ilgili gerçek anlamda hiçbir sınırım yoktur ve her yol mübahtır.Karşılığında,hiçkimsenin çocuğuna hiçbir sebeple nokta kadar üzüntü vermem.Başkasının çocuğuyla ilgili anlık kötü düşünenle de işim olmaz,sohbetim kalmaz.
2-İkincisi ekmek teknemdir.Hiçkimsenin ekmeğime yönelik kasıtlı eylemini affetmedim,etmem.Kimsenin ekmeğine de,bana ne yapmış olursa olsun göz dikmem,dokunmam,anlık bile olsa aklımdan geçirmem.Bir başkasının ekmeğine göz dikenle de asla işim olmaz,sohbetim kalmaz.
3-Üçüncüsü de Mustafa Kemal Atatürk ve Laik Türkiye Cumhuriyetidir. Bu da değişmez,değiştirilemez,değiştirilmesi teklif dahi edilemez.Kişileri ve yaptıklarını,yaşanan andaki durumlara,imkanlara ve genel ortama bakarak değerlendiririm.Bu uğurda istikbalini,hayatını,sevdiceklerini feda edip;bize bu cumhuriyeti armağan eden herbir nefere ve Mustafa Kemal Atatürk'e saygısızlık edip,cumhuriyete alerjisi olanları sevmem.Onlarla işim olmaz,sohbetim kalmaz.Ne kaybedeceğim de umurumda olmaz.Bana faşist diyen kendini kandırır ki bunda da özgürdür,kendi tercihidir.
İstediğiniz partiye oy verebilirsiniz,inançlarınız değerleriniz ,dininiz,ırkınız farklı olabilir;kabulümdür.Ancak bu üç tane olmazsa olmazım herşeyden değerlidir.O nedenle bu üç maddeyle ilgili sorununuz varsa,sorun sizindir.Benimle ilgili yapacağınız tek bir şey var,ufacık bir " TIK " silin geçin,ben sizi silmeden.
Canan AKTAŞ

17 Şubat 2015 Salı

İDAM CEZASI GERİ GELSİN DİYENLER

Yargılamaların nasıl olduğunu en iyi biz hukukçular biliyoruz.Sade vatandaş en fazla "Böyle adalet mi olr ? " der,ya da arkasından ağıt yakar.Yıllar sonra kahraman ilan eder.Bu ülkede idamın olduğu dönemi hatırlayın yeter...
Birçok kez hukuksuz,ya da yasaya aykırı cezalar verildiğine şahit olmuşuzdur.En büyük risklerden birisi bu.Diğeri de siyasi iktidarı elinde bulunduran her kim olursa olsun,bunu kendi yararına kullanarak muhalifleri susturabilir.
Ülkemizde yargının bağımsız olduğunu iddia edenler....
Dün akşam haberlerde duyduk: " Davanın takipçisi olacağıM" diyeni de gördük,
"Canavarca hisle öldürmüştür. Cezası ağırlaştırılmış müebbettir " diye daha iddianamesi olmayan dava sonucu konusunda heyete ayar vereni de.Ki bu iki şahıstan birisi Sayın Cumhurbaşkanı, diğeri de Sayın Başbakan...
Acımız büyük diye,bu ayrıntıyı atlamayın.Olay bazında duygusal davranmayın...
ÖZGECAN olayındaki sanığın başına gelecekler hepimizce malum.Peki bu diğerlerini durduracak mı sandınız?
Kaldı ki olaya hukuk olarak bakın: Bir ülkedeki en yetkili iki makam,daha iddianame ortada yokken; cezasını kesti bile.İnsan düşünmeden edemiyor : " Başka hangi yargılamalara-soruşturmalara ayar verildi ki acaba ?"
Avukat yanımla baktığımda,bu olayda şu ana kadar duyduklarımıza bakarak : "canavarca hisle ve eziyetle adam öldürme " yoktur.Canavarca hisle öldüren katil, sırf acı çektirerek öldürme eyleminden haz aldığı için cinayet işlemektedir.Eziyet, mağdur üzerinde zamana yayılan hareketler olduğuna göre eylemin, mağduru tarafından bu zaman aralığında hissedilmesi gerekir. Bu açıdan mağdurun, eziyet süresince sağ ve bilincinin açık olması gerekmektedir.
Bu nitelikli halin uygulanması için failin eziyet oluşturan hareketleri, maktulün ölümünden önce gerçekleştirmesi gerekir. Aksi takdirde bu nitelikli hal uygulanmaz, adam öldürme ve ölünün hatırasına hakaret (YTCK 130) suçları gündeme gelir.
Burada öldürme fiili bıçakla ve son hamle de demir çubukla gerçekleşmiştir.Ellerin kesilmesi ve yakılma öldürme fiilinden sonra gerçekleşmiştir.
Yani bana göre ortada canavarca hisle ya da eziyetle işlenen bir öldürme fiili yok.
Eeee bu durumda, nasıl ağırlaştırılmış müebbet öngördünüz sayın büyüğüm ? Amaç sadece ve sadece toplumda kabaran ve sosyal medyada ifade bulan; iktidarınız döneminde kadınlara bakış açısı, partililerinizin kadınlar hakkında söylemleri vs sebebiyle bu suçların arttığı iddiasından ve oy kaybından kurtulmak mı acaba diye düşünmeden edemedim.
O nedenle lütfen duygusal bakarak İDAM gelsin vs söylemlerini çoğaltmayın.Bu ülkede kanunlarımızın uygulanmasında " Kadın kendisine iftira atmaz " mantığı var.Yarın biri çıkar,bir yakınınızla alakalı "bana tecavüz etti " der, apışır kalırsınız.
Kaldı ki hakimlerin bir çoğunun yeterliliği tartışılır durumda iken,nasıl olacak bu idamlar?
Zannımca olması gereken "çocuklara ve kadınlara karşı işlenen suçlar" ile ilgili maddeler üzerinde düzenleme yapılması daha uygun olacaktır./Canan AKTAŞ

16 Şubat 2015 Pazartesi

ÖNCE ERKEK NAMUSLU OLACAK !

Çalışamıyorum...Üzgünüm,öfkeliyim...Öfkeden akan gözyaşlarıma engel olamıyorum...Ağız dolusu küfretmek,sokaklara çıkıp deliler gibi bağırmak istiyorum.
Nasıl bir ülkede nefes almaya çalışıyoruz? Nasıl anneyiz,nasıl babayız?
İnsan mıyız?
Yavrucak gözümün önünden gitmiyor? Katleden şerefsizin yüzü,yüzündeki yavrucağa ait tırnak izleri... Ne kadar korkmuş,ne kadar mücadele etmiş yavrum...
Şu yaşıma kadar gördüğüm-tanıdığım bütün anne-babalar gözümün önünden geçiyor,elimde olmadan...Çocukları ile ilgili en ufak bir eleştiriyi kabul etmeyen, "O öyle görünüyor ,ama aslında ben biliyorum o yapmaz öyle şey-bir defa belki yapmıştır,ama arkadaşı kandırmıştır " ...bir sürü züğürt tesellisi.Onların çocuğu nur nimet,ama geri zekalı olduğundan, kötü davranışları arkadaşının zoruyla yapar hep.Eleştiri kabul etmiyorlar,çocuklarına değer verdikleri için değil; kendi ana-babalıklarındaki eksikler yanlışlar ortaya çıkacak diye savunma mekanizması hareketleniyor .
Sonra da böyle bir olay olduğunda,katile yardım eden babaya sövüp saymalar.Bu anne- babaların çocuğu aynı suçu işlese,onlar ne yapacaktı? Kemikleri kırılana kadar dövüp sürükleyerek polise götürecek miydi, yürekleri o kadar büyük müydü ?Yoksa " Ben polise teslim ederdim" diye mi kandırıyorlar kendilerini acaba?
"Bizim oğlanın kız arkadaşı gelecek " diye karı-koca dışarı çıkıp-evi boşaltan pezevenk ruhlu ana-babalar.
"Bizim oğlan,evlenince değişti.Karısının sözünden çıkmıyor,beni korumak için karısına bir tek laf söylemiyor,bir fiske vurmuyor.Oğlum akşama kadar eşek gibi çalışıyor,gelin desen çok müsrif.Oğluma acımıyor " diye hayıflanan,koca götlü oğlan anaları. Kendi geldikleri yeri unutan,kocasının soyadı ve parasıyla sınıf atladığını zanneden sonradan görme kokoşlar; masum kız çoçuklarına " oğlumun parası için yanaşıyor,alır mıyım ben hiç onu-şimdilik hevesini alsın oğlum " diyen bataklı damın kızı aysel ruhlular....
Ya da "Oğlum delikanlı adamsın,al şu parayı kız arkadaşını al gez eğlen. Aman ha kaptırmayasın kendini,daha evlenmek yok sadece eğlenmene bak.Evlenilecek kız var-eğlenilecek kız var " diyen, gönül kerhanesinin has pezevengi babalar. Evlenilecek kız diye gördüğü ile evlenip; onu evde çocuklarının başına bekçi yapan,maddi ihtiyaçları karşılamakla kocalık yaptığını zanneden,sonra da salyaları akarak bara-caza yalnız gidip ava çıkan kart horozlar...
Metrobüste,sokakta daha memeleri büyümeye yeni başlayan kız çocuklarını, gözleriyle soyup okşayan "çıtır bu yeni nesil ..vay orospu mini etek giymiş, bacakları da amma güzel " iç sesiyle bakan ve bir şekilde sürtünmeye çalışan yavşaklar...
Dul bir kadınla aynı ortamda olduğunda ,kadının erkeksizlikten öldüğünü sanan "ulan bu şimdi sexe nasıl açtır,,karga kanat çırparken bir parça kapar mıyım acaba " fantazisine kapılan erkek doğmuşla; aynı ortamda bulunulduğunda kocası ile o bekar kadını yalnız bırakmamak için tuvalete bile gitmeyen ruh hastası kadın doğmuş zatlar ikiniz de aynı boksunuz.
Erkek çocuklarınıza düğün dernekle "çük kesme" töreni yapıyorsunuz ya,kız çocuğunuz ilk "regl " dönemini yaşarken,bunu babadan-abiden uzak kapalı kapılar arkasında "ped-bez" vererek geçiştirdiniz mi,yoksa kutlama yaptınız mı?
Ben yaptım,bir pasta aldım ve mumla süsleyip "aramıza hoşgeldin Melis Aydoğan, doğanın en büyük mucizesi doğurma yeteneğidir ve sen de artık bu yeteneği kazanmak üzere ilk adımı attın " diyerek,bunun utanılacak birşey olmadığını,kadın olmaktan gurur duyması gerektiğini öğretmeye çalıştım.
Hepiniz,hepimiz suçluyuz toplumdaki bu çöküntüden...
Analar-babalar doğurmakla doğurtmakla ana baba olunmuyor.Hele de maddi ihtiyaçları karşılayıp,evlatlarıyla sohbet edemeyenler siz bir kademe daha suçlusunuz.
Ülkede kadınlara bu kadar zulüm ve kötü davranış varken,bu hal ve hareketleri eleştirmeyip-tam tersine neredeyse destekleyen söylemlere sahip iktidarlara oy verenler; sizin yatacak yeriniz yok.Sırf seçim zamanı dağıtılan küçük altına,kömüre, eşyaya, ya da bir yakınıza iş bulunmasına,bir ihaleyi kapmanıza...vs vs binlerce örnek sayabilirim bunlara kendini ve o çok kıymetli bir oyunu satanlar suçlusunuz. Sakın bana sen avukatsın,tuzun kuru demeyin.Tuzun nemden tuzluktan akmadığı bir evde büyüdüm ilkokul çağıma gelene kadar.Ama ne anam oyunu sattı,ne de ben.
Hazır verilene tamah etmedik,çalıştık çırpındık ve başardık.Siz de çalışın,hazıra tamah etmeyin.
Lütfen,her neye inanıyorsanız onun aşkına,erkek çocuklarınıza "Önce erkek namuslu olacak,bana veya kızkardeşine yapılmasını istemediğin hiçbirşeyi hiçbir kadına yapma" deyin ve beynine kazıyın.
Zira sonradan ameliyatla da olsa KADIN olanı gördüm,ama sonradan ADAM olabilen hiçkimseyi tanımadım. /Canan AKTAŞ

Kadınlar çiçektir deyip,sulamaya heveslenmeyin

Bırakın bu "kadınlar çiçektir,böcektir " laflarını... Hergün yaşanan vahşetlerden sadece birisidir ÖZGECAN... Yok kadın haklarıymış,yok mor çatıymış,kadınları koruyan yasalarmış.Kendinizi kandırmayın ve bu aspirin tedavilerinden vazgeçin...
Hak verilmez ,alınır!!!
Bu vahşeti yaratan canileri kim yetiştiriyor?Kadınlar...
Hasta ruhlardan,sağlam ruhlar yetiştirmesini beklemek anlamsız...Kadınları korumak ne yahu,Eğitin kadınları eğitin !
Herşey kadında başlar,kadında biter.Hemcinslerimize bakın: Kan kustum kızılcık şerbeti içtim,kol kırılır yen içinde kalır,sabırla koruk üzüm olur,ahhh ahhh sabrettik ama bak kaç yıllık evliyim.
İyi yaptınız ablacığım,içimizdeki canavarları bu ruhla büyütüyorsunuz.Aradığınız ilgi ve şefkati bulamadığınız halde,saygı görmediğiniz ve saygı duymadığınız "evlilikleri" kıçınızın rahatı için, çalışıp bir lokma ekmek kazanmaya yüreğiniz yetmediği için,güya standartlarınızdn vazgeçemediğiniz için,sürdürdüğünüz sürece,erkek çocuklarınızı böyle hasta yetiştireceksiniz.Ya da 3 yaşındaki kızınıza "kızım eteğini kapat,külodunu abin görüyor" dediğiniz sürece,oğullarınız hayata hep o bacak arasındaki külodu merak ederek bakacak.
Kız çocuklarınıza " kalk kızım abine yemek ısıt " dediğiniz sürece o abi kıvamlı oğullarınız,önlerindeki 200 gram ağırlıkla ayrıcalıklı olduklarını ve tüm kadınların onlara hizmet etmek zorunda olduğunu düşünecek ve dünyayı yönetebileceklerini sanacaklar.
Bir kadın eğitilirse ve değişirse ,dünya değişir.O nedenle hala koca ararken " beni korusun,kollasın" dediğiniz sürece,öleceğiz-öldürecekler ve zulmedecekler/Canan AKTAŞ

3 Ocak 2015 Cumartesi

BEN DE CÜBBELİYİM

CübbeliAhmetHoca : bu gece evde oturup tv seyretmek kadar tehlikeli birşeyyok,Allah muhafaza insan dinden çıkar...bütün milletin haftalarca günah işlemek üzere hazırlandığı hir gece...kumandayla oraya buraya zıplamak cehennem tabakaları arasında ordan oraya zıplamak gibidir " dedi...Dün gece mekkenin kurtuluşu ile ilgili düzenlenen sempozyumdan bu cümleler.Ataköydeki Sinan Erdem Spor salonundaki sempozyumda...
Sevgili cübbeli Ahmet Hoca,yeni yıla girerken cehennem tabakaları arasında oradan oraya zıplamış bir günahkar olarak diyorum ki :
Allah sana ve seni ciddiye alıp,yağmur kar demeden uzaklardan gelip dinleyenlere akıl fikir versin...
Ha bu arada sempozyumun kalabalığından dolayı Ataköyü E5 e bağlayan yol geliş ve gidiş yönünde 3 erli sıra park halindeydi.Ben Ataköy'den 1 saatte zor çıktım.Sevgili İstanbul trafiğinden sorumlu ve bana göre sorunlu görevliler,aynı spor salonunda kızımın düğününü yapsam ve gelen konukların arabaları aynı şekilde 3 erli sıra halinde anayola park edip trafiği felç etse,sanırım aynı anlayışıbana da gösterirsiniz.Malumunuz ben de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım ve benim de cübbem var.İmza Cübbeli Canan Avukat 01.01.2015

2015'e MEKTUP

2015 e mektup…
Sevgili 2015 ,
Sana bu mektubu 2014 ün sonundan yazıyorum.Henüz tanışmıyoruz,ama tanışmamız ve kavuşmamız ilahi bir dengede.Yani ne senin elinde,ne de benim isteğime bağlı.
Madem ki vuslat kaçınılmaz,madem ki beraber yaşamak zorundayız,bazı şeyleri baştan konuşalım istedim.Sonra yok efendim ben bilmiyordum,yok efendim görmedim-duymadım diye çamura yatma…
Bak güzel kardeşim,bana ne getireceksin bilmiyorum.Ama sen ne getirirsengetir,çok fazla önemi yok.Asıl önemli olan; bana getirdiklerini,benim nasıl karşılayacağım…Ki bilgin olsun,Allahtan gelen herşeye kapım açık,ama kullarıyla beni uğraştırma…
Al işte 2013 tam giderayak bir hastalık sardı başıma da ne oldu.Sadece 2 ayımı yiyebildi.Neden,çünkü beni tanımıyor,teslim olacağım ,ağlayıp zırlayacağım vs fantazisine kapıldı.Ama 2014 öyle mi?
” Kalk bakalım Canan…Hastalıksa hastalık,hadi kaldır kıçını,zaman akıyor. Yakala ucundan.İhtiyacın olan kudret,damarlarındaki asil kanda mevcuttur ” dedi , devamında hastalık ustalık kimin umurunda . Teslim olmak yok.Ameliyat falan da oldum,ama 2 gün sonra işimin başındaydım.
Yani diyeceğim o ki,uyumlu ol.Biraz da tezcanlı ol,ben beklemeyi de sevmem kımıl kımıl olmayı da.İyi yada kötü,hiçbirşey askıda kalmamalı.Sonuca bakarım beğenmiyorsam “ değiştirebilir miyim “ diye düşünürüm ve cevap evetse hemen harekete geçer,çalışır değiştiririm. “Değiştiremeyeceksem “ , sonucu kabullenir ve bu yeni duruma göre en iyisi ne ise onu yaşamaya çalışırım.Allaha şükür ki;ikisi arasındaki farkı anlayacak aklım fikrim de var.
Yalnız sevgili yeni yol arkadaşım 2015 …Nereden geliyorsun,ne yer ne içersin bilmiyorum ama ; son on yıldır gelen bütün yıllarda bir tuhaflık var.Sen bari farklı ol,sürüye dahil olma derim.
Kardeşim madem geliyorsun,eli boş gelme.Yaşadığımız dünyaya bir faydan olsun.Bireysel mutluluklar getiriyorsun ama,bu yetersiz.İşin kolayına kaçıyorsun. Yiyorsa dünyaya barış,huzur,bolluk,bereketle gel.Çocuklar ölmesin,aç kalmasın. İktidar sahipleri,vatana ihanet etmesin,halkı ezmesin.Güç,sadece o gücü layıkıyla kullanabilecek şerefli insanlarda olsun.İnsanların sadece diline değil; yüreğine de Allah korkusu ve kullardan utanma duygusu verebileceksen gel...
Dünyaya gidiyorum eli boş dönmeyeyim gibi hastalıklı bir ruhla geleceksen, hiç gelme.Bendeki neleri almaya göz dikerek geliyorsun,hırlı mısın hırsız mısın bilmem. Ama dün hafiften dokundurdum görmüşsündür.Tekrar edeyim.Ben vermek istemeden ya da ben vazgeçmeden,Allahtan başka kimse hiçbirşeyimi alamaz. O nedenle boş yere gerginlik çıkartma.Şşşşşştttttttt akıllı ol…
Hem unutma ben hancıyım sen yolcu.Neticede su gider kum kalır.Zaten topu topu 365 gün kalacaksın,arkandan küfrettirme !!! İmza Canan AKTAŞ